Avustralya

Bir tarafta Hollywood'un en fazla kazanan ve en güzellerinden Nicole Kidman, diğer tarafta yaşayan en seksi erkek seçilen Hugh Jackman ve karşınızda mükemmel bir film fragmanı. Keşke Avustralya filmini de bu üçlü kadar güzel yapsalarmış ama görüntü dışında pek hoş değil.

Evet oyuncular mükemmel ve mükemmel bir fragman ile reklamı yapıldı ama tam bir fragman filmi diyebilirim. Öyle sahnelerden öyle karaler seçilmiş ki fragmanı yapanı tebrik etmek gerekir. Fragman dışındaki sahneler pek fazla tat vermiyor ve birçok yerde sıkılılıyorsunuz çünkü çok basit bir senaryo tam 150 dakika yani iki buçuk saat sürüyor.

Avustralya filminin konusu gayet basit. İngiltere'de yaşayan ve Avustralya'ya ölen kocasından kalan miras olan toprakları almaya gelen asil bir kadın ve karşısında pasaklı bir adam. Yani klasik zengin, güzel kadın ve fakir karizmatik cesur erkek. Yolları Avustralya'da kesişir ve kadın kocasından kalan toprakları satmak istemez. Bunun için erkekten yardım ister ve ilk olarak bir sığır sürüsünü uzaktaki bir şehre götürürler.

Filmin buraya kadar olan kısmı tam bir buçuk saat sürüyor. Öyle sahneler başlıyor ki film bitti sanıyorsunuz ve iyi ki bitti gidelim derken aslında filmin yeni başladığını anlıyorsunuz. Yani aslında o bir buçuk saat sizi filme ısındırma kısmı. Daha sonra ayrılık, ikinci dünya savaşının getirdiği yıkım ve bu yıkım ile değerlerin anlaşılması ve bir araya gelme. İşte film bu kadar...

Avustralya filminin sonuna hakkını yine de vermem gerek gerçekten güzel bir son fakat nerdeyse tahmin edebileceğiniz bir son için 2 saatlik bir bekleme çok fazla. Film açıkçası daha kısa süreye sığdırılabilirdi. Avustralya filminin diğer güzel tarafı, karşınıza çok fazla duvar kağıdı yapabileceğiniz fotoğraflık sahnelerin olması. Sanırım filmin yönetmeni buna çok fazla özen göstermiş ve sırf bu yüzden böyle iki karizmatik oyuncu seçmiş böylece hem kızlar hem de erkekler hayranı olduğu bu ikilinin mükemmel resimlerini elde edebilirler.

Avustralya filminin yönetmeni Romeo ve Juliet ile 2 oscar kazanan Moulin Rouge(Yine Nicole Kidman oynuyordu)'ın da yönetmeni ve çok nadir senaryo yazıp yöneten bir yönetmen. Avustralya filminde de daha çok görselliğe önem vermiş ve görsellik ile filmi pazarlıyor açıkçası.

Böyle iki yıldızı böyle güzel görüntüler ile izlemek gerçekten büyük zevk ama keşke bu kadar sahneler uzatılmasa ve bunaltıcı olmasaydı. Sahneler öyle uzatılmış ki çok fazla sıkıldığınız anlar oluyor. Filmin uzun sürmesi sizi bunaltmaya başlıyor ve biter gibi olup yeniden başlaması biraz can sıkıcı. Fakat sonu dediğim gibi gayet güzel ama tahmin edilen bir son. sizi şaşırtmaktan daha çok, sizi duygulandırıyor ve yönetmenimiz burda da bir kaç duvar kağıtlık sahne sunuyor size.

Biliyorum çoğunuz Avustralya filminin fragmanını seyredince çok mükemmel bir film bekleyeceksiniz ama o fragmandaki sahneler cımbız ile çekilmiş ve mükemmel bir araya getirilmiş. O yüzden beklentinizi çok yüksek tutmayın ve iki buçuk saatlik aksiyon olmayan duygusal bir filme hazırlıklı olun.

Nicole Kidman(Lady Sarah Ashley), Hugh Jackman(The Drover), David Wenham(Neil Fletcher), Bryan Brown(King Carney), Jack Thompson(Kipling Flynn), David Gulpilil(King George), Essie Davis(Cath Carney), Ben Mendelsohn(Captain Dutton)

Baz Luhrmann, Stuart Beattie, Ronald Harwood